M:Metrics 3G ve 2G kullanıcılarının, tüketim alışkanlıkları üzerine ile ilgili bir araştırma yapmış. Araştırmanın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz. Sonuçlarının gösterdiğine göre; 3G kullanıcıları, multimedya ve katma değerli servisleri, diğer 2G kullanıcılarına göre daha sık kullanıyormuş.



Acaba nedir bunun nedenleri? 3G müşterisi ile 2G müşterisinin farkları, ortak yanları, alışkanlıkları, ihtiyaçları ve tüketici bilinçleri...bence tüm bunları iyi analiz etmek gerekiyor.



 



Yukarıda ki tabloda bahsedilen servisler, hem 3G hem de 2G için ortak servisler. Yani bir kişi 3G abonesi olmasa da tüm bunları kullanabiliyor. Biz bunlara "altyapı bağımsız temel servisler" diyelim.



Bu temel servis kullanıcılarının bir kısmı 3G'nin bir lütfü olan "mobil TV" servisinin hayalini kuruyor olabilir, kimisi ise temel servisleri çok sık kullandığı halde m-TV'yi asla kullanmayacak bir müşteri olabilir. Yani her SMS bağımlısı 3G'ye ihtiyaç duyacak diye bir şey söz konusu değil.



Yani soru şu; "Kullanıcılar bu temel servisleri zaten sık kullandıkları ve daha fazlasına ihtiyaç duydukları için mi 3G abonesi oluyorlar?. Yoksa zaten bilinçsiz bir şekilde abone olmuş olan kişiler,  hali hazırda satın alınmış bu aboneliğin vaat ettiği fırsatların tetiklemesiyle, mi bu servisleri daha sık kullanmaya başlıyor? "



Bir çok kişi, müşterilerin (dünya genelinde) 3G servislerine gerçekten ihtiyaç duyduğu için para ödediğini söyleyebilir. Fakat ben bunun Türk müşterilerinin tüketici özelliklerine bakarak biraz daha farklı olabileceğini düşünüyorum. Amacımda bunun doğru olduğunu düşündüğümüz senaryoda, gerçekleşebilecek muhtemel durumları belirlemek.



Öncelikle Türkiye'de ki tüketim alışkanlıklarını neden farklı düşündüğümü belirteyim. Uzun bir süre boyunca yerli müşterinin cep telefonu alırken gösterdiği tavırları gözleme fırsatı buldum. Müşterinin (ister bilinçli olsun, ister bilinçsiz) gerçekten teknolojik ürün ve hizmetlere büyük bir ilgi gösterdiğini söyleyebilirim. Sosyo-ekonomik grupların yüzdesel dağılımına ve satılan telefonların özelliklerine bakılırsa, halkımızın çok bilinçli tüketicilerden  oluştuğunu söylemek zor hatta konu telefon ise imkansız. Sadece "model numarası daha yüksek" diye yada hiç kullanmayacağı "P2T özelliği var" diye eski telefonunu anında satıp, yenisini alan tüketiciler var. Yada 300 milyonluk maaşı ile video kameralı telefonu kredi kartından (nasılsa taksit var diye) cart diye çekip alanlar... vs



Örneğin Türkiye'de 300.000 adet 3G destekleyen HI-End telefon olduğunu söylemek mümkün. (tabi klonlanmış ve IMEI no'ları değişmiş kaçak telefonlar bu rakama dahil değil). Dünyanın hangi yerinde, hangi müşteri olmayan bir teknolojiyi destekleyen bir cihaza fazladan para öder bilmiyorum ama biz ödüyoruz.



Ülke olarak bu özelliğimizin, 3G destekli telefonlardan ziyade, 3G'nin kendisi geldiğinde çok daha baskın bir şekilde ortaya çıkacağını düşünüyorum. 300.000 telefon satışına karşılık , 10 milyon 3G abonesi (Avrupa 3G trendi %3 ile %8 arasında değişiyor) olursa kimse şaşırmasın.



Sonuçta olamayan bir mal %1 civarı bir satış oranı yakalıyorsa, bu mal gerçekten var olunca yaratacağı talep zannediyorum ki daha enteresan rakamlarla ile ölçülecektir.



Bu şartlar altında Türkiye'de kimin 3G'yi kullanacağını, kimin abone olduktan sonra buna para vereceğini, abonelerin hangi servisleri kullanacağı bence büyük bir muamma...



Eğer ki müşteri gerçekten 3G servislerini istediği ve kullanacağı için  üye olursa, 3G'nin getireceği gelir 3G servislerinden olacak. Yok daha kendisi gelmeden telefonların satın alındığı gibi buna üye olunacaksa o zaman 3G(bana kalırsa) ancak SMS, MMS, Messenger gibi IM servislerin kullanımını arttırır...  



Birde bu işin, telefon/cihaz sektöründe büyük bir sirkülasyon yaratacağı kesin. Distribütörler ve bayiler (kaçak telefon yüzünden) yaşadıkları durgunluğu ve zararı belki bu sayede telafi edebilirler.



Evet, artık müşterimiz bir 3G abonesi ve de elinde bunu destekleyen bir cihaz var. Muhtemelen bir sonra ki davranış şu olacak;



    "Eveeett, Neymiş bu tirici ? Bi deneyelim bakalım"