Washington Post'da yer alan bir habere göre, cep telefonu kullananlar  ile kullanmayanların oluşturduğu , yaş ortalamaları 48 olan 1300 kişilik grup ile bir araştırma yapılmış ve sonuçlar gerçekten dikkat çekici.



Tek cümle ile özetmele gerekise; "Kullananlar kullanmayanlara göre daha mutsuz ama daha stresli, ev hayatlarında huzur oranı düşük"...



Şimdi haberi böle okuyunca herkesin aklına aynı şey geliyor. Duyabiliyor gibiyim "Teknoloji bizi daha mutsuz ve daha yalnız bırakıyor..."



evet ama kime göre, neye göre?



Şimdi burada benim için önemli olan kullanıcıların yaş ortalaması... 48 yaşında biri hayatında  en az 35 yıl cep telefonu olmadan iletişim kurmuş. Yani bunlar istediği an istediği kişiyi arayamamış, her an bulunamamış, gençliğinde arkadaşları ile telefonla değil, yüzyüze konuşmuş ve bunun gibi daha sıcak, daha yakın ilişkiler kurmuş insanlar.



Şimdi ise öğrendikleri, alıştıkları tarz değişti. Yani 35 yaş üstü herkes bana kalırsa mobilite için geçiş jenerasyonu. Alışmak zordur. Cep telefonu kullanmayıp, eski alışkanlıklarını  sürdüren insanların daha mutlu olmasından doğal ne var ki!



Gelelim gençlere yani yeni tarzın üstadlarına yani mobil jenerasyona... Onlar evvelini hiç bilmedi. Nasıl ki onlar köy yada çiftlik yaşantısını asla özlemiyolarsa, eski iletişim şekillerinide özlemiyor.



Eski alışkanlıkların 35 yaş üstüne verdiği  mutluluğu, mobilite aynı oranda onlara (gençlere) veriyor.



Bana kalırsa bunlar hep kimin neyle büyüdüğü ve neye alıştığı ile alakalı.



Bir uygulama da biz yapalım. 35 yaşının altında olup testimize katılan 1300 kişinin cep telefonunu alalım ve soralım. Aile hayatınız huzurlu mu, mutlu musunuz?



sizce olumlu cevap alır mıyız?



Herkese daha mobil günler...